Gelecekte yaşanabilecek riskleri düşünmediğimiz için mi, yoksa boşa gidebilme ihtimali olan 1 lirayı dahi harcamayı sevmediğimiz için mi, bilinmez, konut kredisiyle ilgili konularda kavga devam ediyor. Yeni Konut Finansmanı Kanunu ve sonrasındaki süreçle bu konuda düzenleme getirilse de bu konu, hala bankalar tarafından tüketicinin seçeneğine bırakılmak istenmiyor. Nejat Özonay, yeni kanunu, hem tüketiciler hem de bankalar açısından değerlendirdi. Bankalar, kredi verirken neden sigorta yaptırmaya çalışıyorlar, bu, tüketicinin ne kadaryararına, banka şubeleri arasında değişen maliyet farklılıklarını nasıl okumak gerekiyor? Özonay, yazdı;
Hayat ve Konut Sigortaları Korur
Başımıza gelmeden anlayamıyoruz, fakat sigortalar tüketiciyi korumak için dizayn edilmiştir. Satın alınan konutun yanma, su baskınına uğrama ihtimali olduğunu düşünürsek, krediyle alınmış bir konutun ciddi zarara uğraması durumunda korumasız kalmak pişmanlık yaratacak bir durumdur. Kredi taksitlerinizi öderken yüksek bir tamirat faturasıyla karşı karşıya kalmak bütçenizi zorlayacaktır.
Ferdi kaza ya da hayat sigortası ise kişinin başına bir şey gelmesi durumunda varislerine borç sorunu çözülmesi gereken bir mülk bırakmamayı sağlar. Araç satın aldığında kaskoyu tereddütsüz yapan tüketici, konut ya da hayat sigortası konu olduğunda genelde isteksiz davranıyor. Bunda hasar ihtimalinin daha az olması önemli rol oynuyor fakat bir diğer önemli etken alışkanlıklar diyebiliriz.
Maliyet farklılıklarını da etkenler arasında saymayı unutmayalım.
Bankalar Neden Sigorta Konusunda Israrcı Davranır?
Bankaların sigorta yapma ısrarının önemli nedenlerini üç başlık altında toplayabiliriz…
Birincisi verdiği kredinin teminat değerinin düşme ihtimalini elimine etmek. Zarara uğramış bir konutla ya da vefat etmiş borçlululann varisleriyle uğraşmak, bir bankanın uzak durmak isteyeceği konulardır.
İkinci neden, bankaların komisyon geliri yazma çabalarıdır. Bu nedenle acentesi olduğu sigorta şirketleri ısrarcı olacaktır.
Bankanın kendisi üzerinden sigorta yapmak istemesinin üçüncü nedeni ise kontrolü elinde tutma arzusudur. Banka çalıştığı sigorta şirketinin poliçesinde dain-i mürtehin olması durumunda bilgi akışını ve teknik işlemleri daha iyi yönetecektir. Böylece çalışılmayan sigorta şirketinin, çeşitli nedenlerle poliçe iptali gibi konularda bankayı bilgilendirmemesi gibi riskler alınmamış olacaktır.
Sigorta Şirketleri Arasındaki Maliyet Farklılığı Ne İfade Eder?
Sigorta şirketleri arasında poliçe prim maliyetlerinin arasında uçurum olduğu durumlarla sık sık karşılaşıyoruz. Banka ile tüketici arasında kavga ise burada başlıyor. Banka, kendi sigorta şirketinde ısrarcı olurken, tüketici ise düşük maliyetli sigorta şirketinde diretiyor. Bir başka tartışma ise örneğin refinansmanlarda müşterinin mevcut sigortalarının kabul edilmesi talebinde yaşanıyor. Banka, yaşayabileceği teknik problemler ve/veya sigorta komisyonu kazanma isteği nedeniyle genelde mevcut sigortaları kabul etmek istemiyor. Kanuni olarak mecburi olmayan sigortaların kabul edilmemesi ise karşımıza bir tezat olarak çıkıyor.
Yeni Kanunla Artık Konut ve Hayat Sigortasında Mecburiyet Yok
Yeni düzenlemeyle, geçmişte konut kredisi kullananlara şart koşulan konut sigortası ve ferdi kaza/hayat sigortaları tüketicinin isteğine bırakıldı. Bankalar, konut kredisi kullandırılmadan en az bir gün önce müşterilerine ‘bilgi formu’ vermek zorunda. Bilgi Formunda hayat ve konut sigortalarının yaptırılmasının zorunlu olmadığı yazılması gerekiyor. Bazı bankalar bu formu vermelerine rağmen sigorta yaptırabilmek için çeşitli bypass yöntemlerini uygulamaya çalışıyor.
Örneğin sözleşmeye sigortayla ilgili madde koyuluyor, kanun karşısında ne kadar geçerli, siz söyleyin. Bir de tüketiciye ‘bu senin kanuni hakkın fakat sigorta yaptırmazsan ben de kredi vermem’ diyen bankalar var. Bu tip bankalar müşterilerinden sigorta yaptırma talimatı almayı da ihmal etmiyorlar. Banka görevini yapmış bilgi formunu vermiş, fakat müşteri dönüp ‘yok ben illa da sigorta yaptıracağım’ demiş. Kanun karşısında ne kadar geçerli? İlk yıl sigortayı mecburen yaptıran kişi, ikinci yıl yaptırmaya nasıl zorlanacak? Dava konusu olduğunda kimin haklı çıkacağına siz karar verin.
DASK Mecburi…
Zorunlu deprem sigortası yaptırmanın ise yasal bir zorunluluk olduğu unutulmamalı. Diğer yandan, DASK poliçelerinin standart olması nedeniyle sigorta şirketi kavgası yaşanması için neden kalmıyor. Sigortalar umulmadık anda işinize çok yarayacak enstrümanlardır fakat yaptırıp yaptırmamanın da tüketicinin vereceği karar olduğu unutulmamalıdır.
Nejat ÖZONAY, Milliyet