Yıllardır rekabetin yüksek olduğu bireysel krediler pazarı, düşük enflasyon ve faiz döneminde bankalar için daha da önem kazanıyor. Bir çok banka bireysel kredi ürünleri yelpazesini genişletirken, hayal gücünü kullanarak tüketiciyi cezbedecek küçük sihirler üzerinde çalışmayı da ihmal etmiyor. Sıfıra yakın hatta %0 faizli krediler gibi… Olmayacak faizli krediler, sabit bir komisyon ve kredi tutarı sınırı. Küçük bir tutar gibi görünen komisyon aslında küçük kredi tutarının büyük bir yüzdesi oluyor ve toplam kredi maliyet oranını oldukça yükseltiyor.
Tüketici kredi için araştırma yaparken önce faiz oranına bakıyor…
Kredi arayışındaki müşteri, bankalar arasında karar verirken faiz oranı en önemli bazen de tek faktör oluyor. Oysa kredi maliyetini oluşturan kredi kullanım ücreti gibi diğer önemli ücret ve komisyonların, kredi faiz oranını gölgede bıraktığı durumlar oldukça fazla. Her konut kredisi için belirli bir kullandırım komisyonu alındığını, bu ücretin bazı bankalarda tek bir toplam ücret olarak alındığını bazı bankalarda ise kullandırım ücreti, dosya masrafı, ipotek ücreti gibi ayrıştırıldığını, ayrıca alınan eksper ücreti gibi masrafların tutarlarında farklılık olsa da oldukça standart olduğunu görüyoruz. Bakmanız gereken toplam maliyet olmalı.
Orijini düşük oranlı, yüksek komisyonlu bir bankayla rekabet etmek olan ve giderek yaygınlaşan ‘İndirimli Kredi’ ürününün iş gördüğü zamanlar da olmuyor değil. Oysa tüketicinin toplam maliyet oranının aynı olduğu hatta farkın cüzi olduğu durumlarda, seçimini düşük komisyonlu krediden yana kullanması gerekir. Başlangıçta yüksek komisyon ödemek, erken kapama ya da refinansman yapıldığı durumlarda kredinin açık olduğu dönem için yüksek faiz ödenmiş olması anlamına gelebilir… Örneğin %0,95’ten kullandığınız kredi, bir kapama durumunda 1,30’dan kullanılmış krediyle eş değer olabilir…
Standartı olmayan ücret ve komisyonlar…
Kredi masrafları oldukça farklılılaşmakla beraber, kredi maliyetinin kullanım ile bitmediğini görüyoruz. Aslında kredi maliyetini kullanım maliyetleri ve kullanım sonrası maliyetler olarak ikiye ayırabiliriz. Düşük faizli fakat yüksek ücretli krediler tüketicinin kafasını karıştırsa da toplam kredi maliyet oranına bakmak gibi yöntemlerle kıyaslama yapmak mümkün. Diğer yandan kullanım sonrasında karşımıza çıkan ücret ve masraflar var ki, bir çoğumuz bundan başına geldiğinde haberdar oluyor.
Kredi kullanımı sonrasında karşımıza çıkan masraflar…
Bankalar arasında uygulama tutarı ve yöntemi farklı olsa da hesap işletim ücretini pek hesaba katmayız. Az ya da çok bu ücreti almayan banka pek kalmadıysa da tek sorun ücretin alınması değil ayrıca ücretin alınma yöntemidir. Bazı bankalar hesapta makul zamanda, çoğu zaman akşam saatlerinde bakiye bulduğunda bu ücreti tahsil ederken, bazı bankalar ise zamansız örneğin kredi taksitinin içinden dahi ücreti çeker. Kredi taksitinin eksik ödendiği hatta eksik tutar yüzünden taksitin ödenmediği durumlar, bankanın uygulaması ya da teknolojisine göre farklı sorunlar yaşanır… Bankaların uygulamalarına göre bu ücreti ödemekten kaçınma yöntemleri de var tabii ki… Doğrudan kredi taksitini ödemek ve hesapta bakiye bırakmamak gibi… Ya da ücret çekimini akşam geç saatte yapan bankalar için taksiti gününden önce yatırmamak gibi…
İhtiyaç durumunda karşımıza çıkan masraflar…
Kredi kullanırken hesaba katmayız fakat örneğin refinansman/yeniden fiyatlama yapıldığında bankanızın uygulamaları size ekstra maliyet getirebilir. Oranlar düştü ve bankanız sizi kaybetmemek için yeniden fiyatlama yaptı diyelim. Bir banka sizden yeniden ipotek masrafı istemezken bir başka banka talepte bulunabilir… Başka bir deyişle bankanın ipotek alma türü, zamanı geldiğinde size masraf çıkarabilir ya da buna gerek kalmayabilir. Kaç kişi ilk kullanım sırasında ‘siz limit ipoteği mi alıyorsunuz’ benzeri soru yöneltiyordur acaba?
Büyük kavga, fek yazısı…
Refinansmanın yoğun olmaması nedeniyle bankaların daha insaflı olduğu ya da daha az kişinin canı yandığı için fazla yaygaranın kopmadığı dönemlerde hassas olmadığımız fek yazısına duyarlılık, 2009’un 4. çeyreği gibi zamanlarda had safhaya ulaşır. Kredinizi alma aşamasında bir tomar kağıt imzalarsınız… Bu kağıtların çoğunu okumazsınız fakat okusanız da fek yazısı ile ilgili bir ibare bulmanız pek olası değildir. Kredi kullanırken kapama aşamasında karşınıza çıkacak sürprizler aklınıza gelmez, gelse de yazılı olmadığı sürece yıllar sonra bankanın uygulamaları aynı kalacak mıdır?
Dinamik banka vs. hantal banka…
Kredi başvurusu yaptınız, iki gün içinde sonuç geldi… Kredi başvurusu yaptınız, iki haftadır ses yok… Alışık olduğunuz durumlar değil mi? Müşteri özelinde karışık ya da tam sınırda kredi kayıt geçmişi olduğu durumlar dışında, kredi değerlendirme sonucunun birkaç günü geçmesi fazla kabul edilebilir bir bankacılık olmayacaktır. Hantallık bankadan bankaya değişiklik gösterebileceği gibi, şubeden şubeye hatta bankacıdan bankacıya da farklılaşabilecektir…
Esnek banka vs. katı banka…
Bazı bankalar geleneksel olarak daha esnektir. Genelde esneklik Pazar payı ya da rekabet gücü yüksekliğine göre değişir. Pazarlık gücünüzün az olduğu bankalar kurallarını dikte ettirmek isteyeceklerdir. Banka seçerken, şartları ve fiyatlaması farklılaşmadığı sürece geleneksel olarak esnek bankaları tercih etmeniz mantıklı olacaktır. Yıllar içinde çok şey değişebilir fakat en azından kullanım gününde doğru hissettirecektir…
Yasaları ve kuralları bypass etmeye çalışan bankalar…
Konut kredisi kullanımı yapılacağı günden en az bir gün önce bankanın kullanıcıya bilgi formu vermesinin yasal zorunluluk olduğunu biliyoruz… Örneğin bu formda hayat ve konut sigortalarının yapılmasının zorunlu olmadığının yazılmasının yasal mecburiyet olduğunu da biliyoruz… Buna rağmen bazı bankaların sigorta yaptırmak için kredi sözleşmesine sigorta mecburiyetini eklemesi yasal bir bypass yöntemi midir? Ya da bir yandan bilgi formunu verirken diğer yandan müşterisinden ‘sigorta yapılmasını istiyorum’ talimatını alarak zorlayarak sigorta yaptırmaya çalışan bankalara ne demeli? Suç bankada mı, yoksa bu tür uygulamaları yaşadığı halde yolun başında başka bankaya yönelmeyen tüketicide mi?
Bankayı seçerken…
Kullanım sırasında ve sonrası için soruşturulacak çok başlık var. Verilen sözleri sözleşmeye ekletebilmek adil ve tüketici lehine olurdu fakat genelde bankalar standart sözleşmelerinden sapmazlar. Bu nedenle eğer siz bankayı kendi şartlarınıza getiremiyorsanız, o zaman şartları ve uygulamaları en çok tüketici lehine olan bankayı araştırın ve seçiminizi en ideal banka lehine yapın…
Nejat Özonay (Milliyet 2010)